Özel Arama
 



,

Timarli Sipahiler


Timarlı Sipahiler
      Osmanlı Devleti'nin en önemli askeri kuvveti olan ve imparatorluk haline gelmesinde başlıca rolü oynayan topraklı veya timarlı süvari teşkilakatı, daha önceki Türk-İslam devletlerinde de kurulmuş olup, Osmanlılar daha da geliştirmişler, dirlik sahipleri kendilerine bırakılmış olan toprak mukabili devletin muhafazasını üzerlerine almışlardır. Nitekim devletin asker ihtiyacı kendilerine timar vermek vaadiyle halk arasından karşılanmıştır. Böyle bir durum II. Beyazid zamanında Kili ve Akkerman seferleri sırasında görülmektedir. 1484 yılında çıkarılan bir emirde: «Gâzâdan ve cihaddan sefâlu ve yarar yoldaş olup yoldaşlığı ile timar almak isteyenlerden alat-ı harbleriyle gelüp» bu sefere katılmaları ve bunların türlü şekilde mükafatlandırılacağı, «timara taip olanlara timardan ve dirlikten hikmet ve inayet» edileceği ilan olunmuştu. Bu hizmeti karşılığı timarlı sipahinin veya süvarinin reayadan almış olduğu öşür ve resme, «dirlik», sipahinin kendisine de «sahip-i arz» denilirdi.
      Timarlı sipahilerin senelik gelirleri 1.000 ila 19.999 akçe arasında olurdu. Bundan yukarı timar olmazdı. Timar sahipleri kendilerine tahsis edilen dirliğin geliri karşılığında askeri vazife görürler ve sefere giderlerdi. Yani devlet, reaya denilen halktan her sene alacağı öşrü bizzat kendisi tahsil etmeyerek, onu askeri hizmet mukabili timarlı sipahiye tahsis etmişti. Timarlı sipahi aldığı bu resim ve öşür karşılığında savaş zamanında timarının azlığı veya çokluğuna göre, ya yalnız veya «cebelü
» denilen tam techizatlı bir veyahud birkaç silahlı ve zırhlı süvari ile savaşa girmekteydi. Bu miktar timar topraklarda her üç bin akçe için, zeamet ve has topraklarda ise her beş bin akçe için bir cebelü götürülmesi şeklindeydi. Timar topraklarda ilk üç bin akçe timar sahibi için ayrılır. buna da kılıç tabir olunurdu.
      Cebelüler genellikle Anadolu gençlerinden teşkil edilmekle beraber, o sipahinin parayla aldığı veya savaşlarda esir etmiş olduğu kimselerden de olurdu.
Cebelünün bütün masrafı sahib-i arz'a aitti. Mazaretsiz savaşa gitmeynlerin toprakları ellerinden alınır, başarı gösterenlerin maaşına zam yapılırdı. Sipahi kendi bölgesinde veya bağlı bulunduğu sancak dahilinde oturmak mecburiyetindedir.
      Timarlı sipahiler her sancakta bir kısım bölüklere ayrılmışlardı. Her bölüğün «subaşı» denilen çeribaşıları ile bayraktar ile çavuşları vardı. Timarlı sipahilerden her on bölük (1000 kişi) bir alay beyinin kumandası altında bulunurdu. Alay beyleriise sipahleri ile beraber kendi sancak beylerinin, onlarda eyalet valisi olan beylerbeylerinin kumandası altında sefere giderlerdi. Timarlı sipahilerin iyi atları, kılıçaları kargı, kalkan ve oklarıyla başlarında miğfer ve üstlerinde zırhları bulunurdu. Savaş esnasında ordunun sağ ve solunda kantları teşkil ederek hilâl şeklinde merkezi yandan gelecek saldırılara karşı muhafaza ederlerdi. Savşta ölen sipahinin çocukları devlet tarafından himaye edilir ve çocuklarından birine dört bin ikincisine üç bin akçe timar bağlanırdı. Evinde ölen sipahinin çocuklarına ise üç ila iki bin akçelik timar verilirdi.
      Timarlı sipahi sayısı hakkında yapılan araştırmalardan anlaşıldığına göre II. Bâyezid devrinde (1481-1512) sadece 17 sancaklık Anadolu Eyâleti'nde 103'ü zeâmet, 7500'ü sipahi olmak üzere toplam 7.603 timar sahibi bulunmakta idi. Bunların emrinde ise 5.372 cebelü vardı. Dolayısiyle bir savaş esnasında Anadolu Beylerbeyinin emrinde mevcutları 12.975'e varan bir askeri kuvvet teşkil edilmekteydi. Bu sayı XVI. yüzyılın sonlarında kırkbinin üzerine çıkmıştır.
      Bu atlı askerler Kanunî Sultan Süleyman'ın son zamanlarına kadar devletin en önde gelen askeri kuvvetini oluştururken, bilhassa XVI. yüzyılın sonlarından itibaren, bu ocağın içine de gerek rüşvetle, gerekse kanuan aykırı olarak yabancıların sokulması bozulmasına sebep olmuştur. Ayrıca babaları ölen yetimlerin timarlarının başkalarına verilmesi, hile berat tevcih ettirilmesi, boş kalan timarların asıl sahipleri olan askerlere verilmeyerek saray cüceleri, soytarı ve dilsizlerine erilmesi de etkili olmuştur. Nitekim bu sebepten, yalnız Rumeli'de mükemmel techiz edilmiş kırkbin atlı çıkaran timarlı sipahiler, ancak sekizbin süvari çıkarır hale gelmiştir.
      XVII. asır ortalarından itibaren hizmet bölüklerinin kaldırılması üzerine timarlı sipahiler geri hizmetlerinde kullanılmaya başlanmıştır. Bu da ocağın yıkılışında ikinci darbe olmuştur. Timarlı sipahi askerinin azalması neticesinde ise valiler kapılarında besledikleri derme-çatma levend sarıca sekban gibi kuvvetlerle bunların yerlerini doldurmaya çalışmışlardır. Bu ise devletin başına büyük gaileler açan celâli denilen eşkiyalar gurubunun ortaya çıkması ile neticelenmiştir.
                    Kaynak: doğuştan günümüze Büyük İslam Tarihi

Bugün 41 ziyaretçi (364 klik) kişi burdaydı!

İnternet Kullanımı ve Ortaya Çıkan Risklerin Çözümü
 
 
 
Türkiye'de İlk «Yer Altı Treni»/Metro!..
Genç Osman'ın Yapmak İstedikleri
Sıradışı Meslekler
Etkisiz İnsanların 7 Özelliği
Personel Memnuniyeti mi? Müşteri memnuniyeti mi?
Kapıkulu Süvarileri
 
©copyright WWW.BİZDENBAK.TR.GG  Tasarım : İstiklal Tüm Hakları "İstiklal'e aittir.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol