Namik Kemal
NAMIK KEMALNamık Kemal devlet katında önemli görevlerde bulunmuş bir soydan geldiği için ataları ve yaşamı hakkında ayrıntılı bilgilere sahibiz. Süleyman Nazif, bilinen ilk atasının Konyalı Bekir Ağa olduğunu söyler. Şecere, kendisine kadar şöyle devam eder: Topal Osman Pasa, Ahmet Ratip Faşa, Şemsetin Bey, Mustafa Asım Bey, Namık Kemal. Bu sülalede sadrazamlar, kumandanlar, devlet adamları ve şairler vardır.
Namık Kemal'in babası Mustafa Asım Bey, I. Abdülhamid'in Müneccim başıdır. Mustafa Asım Bey Koniça'lı Abdüllatif Paşanın kızı Fatma Zehra Hanımla evlendi. Namık Kemal 21 Aralık 1840 da, Tekirdağ'da doğdu. Asıl adı Mehmet Kemal'dir. Dedesi Abdüllatif Paşa, o sırada, Tekirdağ mutasarrıfı idi. Hayatının ilk 18 yılına ait bilgilerimiz yeteri kadar aydınlık değildir. Namık Kemal ve ailesi Afyon'da iki buçuk yıl kaldılar. Dedesinin arzusu üzerine Afyon Mevlevi Dergâhı neyzen başı Coşkun Dede'den sema çıkarttı; başarısı sayesinde Dede'nin ve dergâhta bulunanların takdirlerini kazandı. Namık Kemal'in tasavvufa ilgi duymasında Afyondaki bu çalışmaların rolü olduğu şüphesizdir. Kaldıki, aynı ilgi aile fertlerinin hepsinde vardı: Dedesi, babası, büyükannesi ve hatta annesi, Mevleviliği yabancı olmayan kimselerdi.
Fatma Zehra Hanım, babasının İstanbul'da olduğu sırada 1848 yılı bayramında Afyonda öldü. Annesinin ölümünden kısa bir süre sonra İstanbula döndüler. Namık Kemal'in Beyazıt ortaokuluna verilişi bu sıraya rastlar. Üç ay burada, dokuz ayda Valide mektebi'nde okudu. Okul hayatı ancak bir sene sürdü. Dedesinin Kars'a tayin olması üzerine oraya gittiler. Kars'ın Namık Kemal üzerindeki etkisi sanıldığından çok fazladır. Karslı şair ve hoca Seyit Mehmet Hamit Efendi'den ders almaya başlar. Namık Kemal, ilk fikir ve edebiyat terbiyesini ona borçludur. Şiire karşı heves duymasında, yeni bilgiler elde etmesinde Hamit Efendi'nin hayırlı rolü olmuştur. Namık Kemal, ilk beytini Kars'ta yazdı.
On üç yaşında Kars'a giden ve orada bir buçuk yıldan fazla kalan Namık Kemal'de, millî duyguların uyanışında Kars önemli bir durak noktasıdır. Karslı Şair ve âşıkların yazdıkları millî, vatanî ve koçaklık şiirleriyleilk teması Kars'ta olmuştur. Kars Namık Kemal'in edebi be fikri terbiyesinin başlangıç yeridir. Sofya ancak bunların gelişmesine sahne olmuştur.
Kırım savaşı sırasında, Doğu cephesindeki Kürekdere çarpışmalarının iyi idare edilmemesi üzerine , hükümet, Doğudaki ordu ve sivil idarenin ileri gelenlerini toptan görevden aldı. Abdüllâtif Paşa da görevden alınanlar arasındadır.
İstanbul'a gelince, babası Mustafa Asım Bey, Arapça ve Farsçasını ilerletmek için öğretmenler tuttu. Birlikte tarihe çalıştılar. Bu çalışmalrı uzun sürmedi; on ay sonra (15 Mayıs 1855), Abdüllâtif Paşa Sofya kaymakamlığına gönderildi. Mustafa Asım Bey'de kayın babasının ısrarı üzerine Filibe mal müdürlüğünü kabul etti. Namık Kemal, yine dedesinin yanındadır.
Namık Kemal, saz şairlerinin devam etttikleri kahvehanelere gidiyor; fakat edebî zevki, saz şairleri ile kaynaşmasına engel oluyordu. Sofya, Namık Kemal'in hayatında bir kaç yönden önemlidir: 1)Fikrî gelişmesi sofya'da dahada artmış; okumaya ve yabancı dillere hevesi artmış; Arapça ve Farsçasını kuvvetlendirdiği gibi, Fransızca öğerenmeye başlamıştır. 2) Şiirle esaslı bir şekilde uğraşmaya başlamış. 3) Sofya'ya kadar "Mehmet Kemal"di. Sofya'da "Namık Kemal" oldu. 4) Sofya'da evlendi.
Ona "Namık" mahlasını veren, İstanbul'un tanınmış şairlerinden Eşref Paşa'dır. Evlenişi, 1856'da, 16 yaşındadır. Niş kadısı Mustafa Ragıf efendinin kızı Nesime Hanımla evlenmiştir. 1857 de dedesinin Sofya kaymakamlığından azil Abdüllâtif Paşa ailesinin son defa İstanbul' dönüşüne sebep oldu. İstanbul'un Namık Kemal'e iki acı süprizi vardı: 1858'de büyükannesini, Mahdume Hanım'ı; 1859'da dedesini kaybetti.
Namık Kemal, Tercüme Odası'na girdi. ve orada 5 yıl çalıştı. Fransızcayı Tercüme Odası'nda öğrenmiştir. Galip Bey dahil diğer şairlerle tanışması bu yıllardadır. Bu tanışma, onu, eski şiir geleneğini devam ettiren şairler topluluğu arasına soktu. Namık Kemal, bu şairlerden faydalanmış, eski şiirimizi daha yakından tanımış, bilhassa Galip Bey'in etkisi altında kalmıştır. Bu yıllarda uzun sürece bir dostluk ilişkisi de başlamak üzereydi, Namık Kemal Şinasi ile tanışacaktı. Yeni fikirlere karşı ilgi uyandırmak, iç ve dış politikalar hakkında bilgi vermek, siyasî şahsiyetlere tanıtmak suretiyle Şinasi'nin Namık Kemal'e yardımları dokundu. Bu karşılıklı dostluk, Namık Kemal'in 1862 de Tasvir-i Efkâr gazetesinde çalışmaya başlamasıyla daha da pekişti. Şinasi 1865'de, ikincidefa Paris'e gittiği zaman, gazeteyi Namık Kemal'e bıraktı.
Namık Kemal'in elinde Tasvir-i Efkâr bir politika organı haline geldi; Pervasız bir eda ile makaleler yazıyordu. İlk şiiri ve Montesquieu'dan yaptığı ilk tercümesi de, ancak üç sayı çıkabilen Mirat dergisinde yayınlanmıştır.
Memlekette devrin şartlarına uygun bir Anayasa yapılmasını sağlamak, meşruti bir idare kurmak ve bir Millet Meclisi meydana getirmek amacı ile kurulan ve İtifakı Hamiyet, Jön Türkler, Türkistan'ın Erbab-ı Şebabt, Genç Osmanlılar adları ile de anılan ve gizli olarakta faaliyette bulunan Yeni Osmanlılar cemiyetine girdi (1865). Böyle bir cemiyetin varlığının hükümet tarfından haber alınması, öte yandan Ali Suavi ve Ziya Paşa'nın Muhbir gazetesinde, Namık Kemal'in Tasvir-i Efkâr'ı hükümete dokunacak şekilde de yazılar yazması, Yeni Osmanlılar cemiyetinin soruşturmalar geçirmesine ve gazetelerinin kapanmasına sebep oldu. Ali Suavi Kastamonu'ya sürüldü. Ziya Paşa Kıbrıs'a tayin olundu. Namık Kemal ise Erzurum vali muavinliğine atandı.
Namık Kemal, yeni görevine gitmedi; Tasvir-i Efkâr'ı Recaizade Ekrem'e bırakarak, 1867 yılı Mayıs'ının 17. günü, gizlice Aprupa'ya kaçtı, Avrupa'da üç yıl kaldı. Felsefe, sosyoloji, hukuk, ekonomi ve edebiyat alanında bilgisini derinleştirmeye çalıştı. Bazı bilginlerle tanışarak onlardan özel dersler aldı.
Avrupa'ya kaçanlar boş durmuyorlardı. İlkin, yeni Osmanlılar'ın fikirlerini yaymak için Paris'te muhbir gazetesi çıkarıldı (31 Ağustos 1867). Fakat Ali Suavi, cemiyetin düşüncelerine aykırı bir yol tutunca, Namık Kemal ve Ziya Paşa, gazeteden ayrıldılar. 29 Haziran 1968'de Londra'da Hürriyrt gazetesi yayımlanmaya başlandı. Ziya Paşa ile aralarında anlaşmazlık belirince, 64 üncü sayıda, Hürriyetten çekildi. Ziya Paşa bir müddet, Arif imzasıyla Hürriyet'i Londra'dan devam ettirmiş, daha sonra Cenevre'ye giderek gazeteyi 100.sayıya kadar çıkarmıştır. Namık Kemal önce Brüksel'e sonra Viyana'ya geldi. Osmanlı hükümeti Namık Kemal'in dönmesine izin verdikten sonra Namık Kemal, 24 Kasım 1870'de İstanbul'a dönmüştür.
Namık Kemal'in hayatının en önemli kısmı, bu Avrupa dönüşüdür, denilebilir; Türkçede ilk mizah gazetesi Diyojen'deki mizahî yazılar ve İbret gazetesindeki yazılar ile mücadele safına atılışı bu zamandadır. Beş arkadaşıyla İbret gazetesini kiraladı. Bir süre sonra İbret gazetesi kapatıldı, Namık Kemal'de Gelibolu mutasarıflığına tayin edildi.
Geliboluda üç ay kadar kaldı. 25 Aralık 1872'de İstanbul'a döndü. Bu tarihten sontra kendini tiyatroya verdi. Gelibolu'da iken başladığı Vatan-Yahut Silistre piyesini tamamladı. Tiyatro eserler ile ilgili komisyon çalışmalarına katıldı. Güllü Agop Tiyatrosunun düzeltilmesi işini ele aldı. Bu sırada tekrar faliyetlerine başlayan İbret gazetesi yeniden kapatıldı(5 Nisan 1873). Namık Kemal Kıbrıs'ta Magosa'ya sürüldü.
Magosa'da iki buçuk sene kaldı. Magosa Namık Kemal'in en verimli olduğu yerdir. Roman, tiyatro, biyografi, tarih üzerinde çalışıp eserler verdiği dönemdir. Namık Kemal 7 Haziran 1876'da İstanbul'a geldi. Kanun-i Esasi'nin hazırlanması ile ilgili komisyonda görev aldı.
Midilliye mutasarrıf olarak atandı. Daha sonra Rodos mutasarrıflığına gönderildi. Osmanlı Tarihi adlı eserini burada yazmaya başladı. Rodos mutasarrıflığı üç uıl sürdü. Daha sonra ise Sakız adası mutasarrıflığı görevine tayin edilir(1887 yılı Kasım sonu).
Namık Kemal 2 Aralık 1888 Pazar günü Sakız adasında hayata gözlerini kapar.
ESERLERİ:
CEZMİ: Namık Kemal; roman; Türk edebiyatının ilk tarihi romanıdır; Türk – İran savaşları anlatılır; taht kavgası konu edilir; roman, Kırım Şehzadesi Adil Giray'ın yaşadığı aşk ve Cezmi'nin onu kurtarmak isterken geçirdiği serüvenleri anlatır…
İNTİBAH: Namık Kemal; roman; Türk edebiyatının ilk edebi romanıdır; eserde cariyelik konusu işlenmiştir; roman, Ali Bey adlı toy bir delikanlının yaşamı ve evlilik macerası konu edinir; eser teknik olarak pek başarılı değildir; iyi ve kötü tipler gerçekten uzak, aşırı niteliklere sahiptir…
AKİF BEY: Namık Kemal; tiyatro; yine yazarın Magosa'da yazdığı bu eserinde, yurtsever bir deniz subayının göreve koştuğu sırada karısının kendisine bağlılık göstermeyişini anlatırken, ahlaksal bir yorum da getirmiştir…
CELALETTİN HARZEMŞAH: Namık Kemal; tiyatro; 15 perdelik tarihi bir oyundur; eser oynanmak için değil okunmak için yazılmıştır; Namık Kemal'in en beğendiği yapıtı olarak bilinir; oyun, Moğollara karşı İslam dünyasını koruyan Celaleddin Harzemşah'ın kişiliği çevresinde geli-şir; bu eserde Namık Kemal, İslam birliği düşüncesini kapsamlı bir biçimde sergilemiştir…
GÜLNİHAL: Namık Kemal; tiyatro; yazarın tiyatro eserleri içinde teknik yönden en başarılı oyunudur; yazarın, Magosa'dayken yazdığı bu eserinde baskıya ve zulme karşı duyduğu tepkiyi dramatik bir biçimde dile getirmiştir; oyunun sahnelenmesinde pek çok bölüm sansür tarafından çıkarılmıştır…
KARA BELA: Namık Kemal; tiyatro; yazarın piyeslerinin içindeki en zayıfı ve kendisinin esas meseleleri ile irtibatı en gevsek olanıdır; Magosa'da yazılan bu eser, saray hizmetindeki bir harem ağasının, bir şehzadeyi seven ve babası Hint hükümdarı olan bir kıza olan aşkı ile bunların ölümlerine yol açan faciayı anlatır; bu bakımdan konusu itibariyle Kara Bela diğer tiyatrolardan ayrılmaktadır; Kara Bela'da padişahlara ders verilmek istenmiş, sarayların iç yüzü halkın gözleri önüne serilmek istenmiştir…
VATAN YAHUT SİLİSTRE: Namık Kemal; ti-yatro; Türk Edebiyatı'nın batılı anlamda yazılıp oynanan ilk tiyatro yapıtıdır; bu oyun Gedikpaşa Tiyatrosu’nda oynanmıştır; yazarın tiyatroların içinde en çok yankı uyandıran oyunudur; teknik bakımdan kusurludur; toplumun bozulan moralini düzeltmek amacıyla yazılmıştır; bu oyundan sonra yazar sürgüne gönderilmiştir; kısaca bu oyunda, Türk-Rus Savası'nda gönüllü olarak cepheye giden sevgilisinin ardından, cephede O'nunla beraber bulunmak ve onunla aynı kaderi paylaşmak için asker kıyafetine girip, Silistre müdafasına iştirak eden genç bir kız ile genç bir adamın aşkı etrafında gelişerek, Türk askerinin vatan uğruna gösterdiği fedakârlığı canlandırır…
ZAVALLI ÇOCUK: Namık Kemal; tiyatro; yazar bu eserinde görücü yoluyla evlenmeye karşı çıktığı anlatır…
HIRRENAME: Namık Kemal; şiir; 1872 yılında mizah dergisi Diyojen'de yayınlanmıştır; şairin Sadrazam Mahmud Nedim Paşa'yı hicveden şiiridir…
BAHAR-I DÂNİŞ ÖNSÖZÜ: Namık Kemal; eleştiri…
EDEBİYATIMIZ HAKKINDA BAZI MÜLAHAZATI ŞAMİLDİR: Namık Kemal; eleştiri; edebiyatımızdaki ilk eleştiri yazısıdır, 1866 …
İRFAN PAŞA’YA MEKTUP: Namık Kemal; eleştiri…
MUKADDEME-İ CELAL: Namık Kemal; eleştiri; Celalettin Harzemşah oyunun başına koyduğu bir önsözdür; bu önsözde Türk edebiyatının romantizm akımının temel ilkelerini ortaya koymuştur; ayrıca Batı edebiyatı ile Doğu edebiyatını karşılaştırmış, tiyatro, roman türleri üstünde durmuştur…
RENAN MÜDAFAANAMESİ: Namık Kemal; eleştiri; yazar bu eserini, Fransa Akademisi üyesi mütefekkir Ernest Renan tarafından İslamiyet’in ilerleme ve ilim karşıtı olduğuna dair yayımladığı kırk sayfalık makalesine karşı yazmıştır…
TAHRİB-İ HARABAT: Namık Kemal; eleştiri; yazar bu eserini Ziya Paşa’nın yazmış olduğu “ Harabat “ adlı eserine karşı yazmıştır. Amacı, Ziya Paşa’nın çelişkili düşüncelerini eleştirmektir…,
TAKİP: Namık Kemal; eleştiri; Ziya Paşa’ yönelik eleştirisini Tahrib-i Harabat sonra Takip’le sürdürmüştür…
TALİM-İ EDEBİYAT ÜZERİNE BİR RİSALE: Namık Kemal; eleştiri…
HİLÂL-İ OSMANÎ: Namık Kemal; konusu ve biçimi yeni şiir…
HÜRRİYET KASİDESİ: Namık Kemal; şiir; bu şiirde “ hürriyet “ teması üzerinde durulmuştur; şiir dönemin sosyal ve siyasal olaylarını dile getirir; şairin hürriyete ( özgürlüğe ) olan tutkusunun ifade eder; şairin en ünlü şiiridir…
VAVEYLA: Namık Kemal; konusu ve biçimi yeni şiir…
MAGOSA ANILARI: Namık Kemal; anı; yazarın Mogasa’da sürgünde olduğu zamanlarda yazdığı anılarıdır…
EVRAK-I PERİŞAN: Namık Kemal; Bu kitapta Selahattin Eyyüb Fatih ve Sultan Selim hakkında biyografileriyle, Osmanlıların yükselme devirlerine ait Devr-i İstilâ adlı bir makalesi vardır…
KANİJE: Namık Kemal; tarih…